Marmara Denizi, 21 Eylül 2023 tarihinde sabah saatlerinde 3 büyüklüğünde bir deprem ile sarsıldı. Sarsıntı, birçok şehirde hissedildiği gibi, özellikle kıyı kesimlerinde yaşayan vatandaşlar üzerinde tedirginlik yarattı. Depremin ardından yerel yönetimler ve AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından yapılan açıklamalar, toplumda daha fazla bilgi edinme isteğini artırdı. Bu tür olayların yaşanması, Marmara Bölgesi'nin yüksek sismik aktiviteye sahip olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan verilere göre, depremin merkez üssü Marmara Denizi'nin Sarıyer açıkları olarak tespit edildi. 3 büyüklüğündeki depremin derinliği ise yerin 7 kilometre altında gerçekleşti. Bu derinlik, depremin yer yüzeyinde daha az hasar ve endişe yaratmasına neden oldu. Ancak yine de vatandaşlar arasında paniğe yol açması, bu tür sarsıntıların ne kadar etkili olabileceği konusunda toplumda genel bir kaygı yarattı. Uzmanlar, depremin büyüklüğünün yanı sıra sıklığına da dikkat çekiyor; zira Marmara Bölgesi, tarihsel olarak sık sık depremlerle karşılaşan bir bölge olarak biliniyor.
Deprem sonrası herhangi bir can kaybı veya ciddi mal kaybı bilgisi gelmedi. Yerel yönetimler ve AFAD, deprem sonrası hızlı bir şekilde değerlendirme çalışmalarına başladı. Deprem anında, özel ve resmi kurumların, halkın güvenliği için önceden planladıkları acil durum protokollerinin nasıl devreye girdiği de gözlemlendi. Uzmanlar, depremin ardından yapılan bu tür hazırlıkların, olası büyük depremlerde hayati önem taşıyacağını vurguladı. Marmara Bölgesi’nde yaşayan vatandaşların, deprem bilincinin artırılması gerektiği konusunda farklı eğitim programları ve bilgilendirme faaliyetleri düzenleneceği duyuruldu. Bu tür organizasyonlar ile halkın, olası bir durum karşısında nasıl hareket etmesi gerektiği anlatılacak.
Sonuç olarak, Marmara Denizi’nde yaşanan bu 3 büyüklüğündeki deprem, bölge halkını bir nebze tedirgin etse de alınan tedbirler ve hazırlıklar sayesinde etkisi minimize edildi. Ancak, bölgenin yüksek sismik aktivite potansiyeli göz önünde bulundurularak, her zaman hazırlıklı olunması gerektiği unutulmamalıdır. Deprem bilinci ve halkın eğitimi, önümüzdeki dönemlerde daha fazla göze çarpan konular arasında yer alacak. Kısa süreli paniğin ardından halkın dayanışma içinde olduğu görüldü ve bu tür olayların, toplumun bir araya gelme gücünü artırdığına dair anlamlı mesajlar verildi. Marmara Denizi, bir kez daha sarsıldı, ancak bu sarsıntılar, insanların doğanın gücüne olan saygısını artırmaya devam edecek.