İstanbul’da gerçekleştirilen geniş çaplı bir operasyon, şehrin yönetiminde önemli bir yer kaplayan sosyalist yapıların varlığına bir darbe indirdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Terörle Mücadele Şube ekipleri, Devlet Halk Kurtuluş Ordusu-Cephesi (DHKP-C) üyesi oldukları belirlenen birçok kişiye yönelik eş zamanlı baskınlar düzenledi. Bu operasyonda gözaltına alınanlar arasında Eski Şişli Belediye Başkanı Şükrü Genç'in de bulunması dikkat çekti. Kantinler, dernekler ve diğer sosyalist yapılar içindeki örgütlenmeye yönelik yapılan bu harekât, İstanbul’un sosyalist gruplara karşı yürütülen mücadelenin ne denli kararlı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Şişli ilçesi başta olmak üzere, İstanbul’un çeşitli bölgelerinde gerçekleştirilen operasyonlar sonrasında 35 kişi gözaltına alındı. İlk bilgilere göre, şüphelilerin arasında sosyalist grupların aktif üyeleri yanında, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev alan isimlerin de bulunduğu bildirildi. Emniyet kaynakları, bu operasyonda gözaltına alınan şahısların, DHKP-C'nin İstanbul’daki bağlantılarını ve yapısını güçlendiren önemli isimler arasında yer aldığını belirtiyor. Gözaltına alınanların tanıklarıyla beraber sorgulanması planlanıyor. Yapılan baskınlarda çok sayıda dijital materyal, örgütsel dökümanlar ve çeşitli suç unsurları ele geçirildi. Böylelikle, örgütün finansmanı ve iletişim ağları hakkında da yeni bilgiler edinilmesi bekleniyor.
Eski başkan Şükrü Genç, uzun yıllardır İstanbul siyasetinde aktif rol almış ve özellikle sosyalist hareketin temsilcisi konumunda bulunmuştur. 2009 ve 2014 yıllarında Şişli Belediye Başkanı olarak görev yapan Genç, özellikle sosyal projeleriyle tanınmıştı. Ancak, DHKP-C ile bağlantılı olduğu iddiaları, siyasi kariyerini oldukça gölgeledi. Gözaltına alınmasının sebebi olarak, örgütle olan geçmiş bağlantıları ve sosyalist hareket içinde kritik bir figür olarak konumlanması gösterilmektedir. Genç'in yakalanması, sadece onun geleceği için değil, aynı zamanda İstanbul'daki sosyalist hareketin ilerleyen süreçte nasıl şekilleneceği açısından da önemli bir dönüm noktası olabilir.
Bu operasyon, özellikle son yıllarda Türkiye genelinde DHKP-C gibi yasadışı örgütlere yönelik artan baskıların bir parçası olarak görülüyor. Emniyet güçleri, bu tür yapılanmalara karşı kararlılıkla yürütülecek mücadelenin devam edeceğini duyurdu. Her ne kadar bu operasyon, İstanbul'daki sosyalist yapıların dinamiklerini sarsacak bir etkiye sahip olsa da, mücadele eden grupların ne denli dirençli olabileceği ise merak konusu. Türk kamuoyu, bu durumun sonuçlarını ve olası gelişmeleri dikkatle takip etmeye devam ediyor.
Sonuç olarak, İstanbul’daki bu DHKP-C operasyonu, yalnızca gözaltına alınanları değil, aynı zamanda Türkiye’nin siyasal ve toplumsal yapısını da etkileyebilecek bir gelişme olarak ön plana çıkıyor. Şükrü Genç’in durumu, sosyalist hareketin geleceğini belirsiz kılarken, ilgili tüm tarafların nasıl bir strateji geliştireceği ise dikkatle izleniyor. Türkiye’nin terörle mücadelesinde gelinen nokta, farklı ideolojilere sahip gruplar için ne anlama gelecek? Bu sorular, önümüzdeki günlerde daha fazla gündeme gelecek gibi görünüyor.