İngiltere, sağlık alanında yaşadığı zorluklarla bir kez daha gündemde. Covid-19 pandemisi sonrası geri dönüşü mümkün olmayan etkileri, sağlık hizmetlerini ciddi şekilde etkileyerek vatandaşların yaşamlarını tehdit eden durumlara yol açtı. Son günlerde gelen haberler, ülkede yüzlerce insanın "ölüm sırası" beklediğini gösteriyor. Ölüm sırası, ciddi hastalıkların tedavisi için bekleyen hastaları tarif etmek için kullanılmakta; geç kalınan sağlık hizmetleri, hayatları tehdit eden bir hal almış durumda.
İngiltere’nin ulusal sağlık hizmeti (NHS), sağlık sisteminin ciddi bir şekilde çöküşe geçtiği müjdelerini almakta zorlanıyor. Uzmanlara göre, sistem üzerindeki baskılar artık tahammül sınırlarını zorlamaya başlamış durumda. Yüksek sayıda acil hasta, özellikle de ölüm riski taşıyan hastalıklarla mücadele eden insanlar için tedavi süreci ciddi bir aksama yaşıyor. Yapılan araştırmalar, NHS’nin en önemli sorunlarından birinin yetersiz personel ve malzeme olduğunu ortaya koyuyor. Son raporlar, hem hemşire hem de doktor sayısının, yıllarca süren kesintiler ve kısıtlamalar nedeniyle azaldığını gösteriyor.
Hastanelerde ve acil servislerde yoğun bakım yatakları, talep üzerine sürekli olarak tükeniyor. İnsanlar öncelikli bir tedaviye ulaşabilmek için günler, bazen haftalarca beklemek zorunda kalıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, koronavirüs pandemisiyle birlikte ortaya çıkan uzun süreli sağlık sorunları da bu krizin derinleşmesine katkı sağlıyor. İnsanların sağlığını tehdit eden bu duruma karşı mücadele etmekte zorlanan NHS, kaynaklarını daha etkili bir şekilde kullanma konusunda da sıkıntılar yaşıyor.
Ölüm sırası bekleyen hastaların yaşadığı bu zor süreçler, bireysel hikayelerde kendini gösteriyor. Susan, 62 yaşında, kanser hastası bir kadın. Kendisi, haftalarca randevu almak için mücadele etti. "Zamanında tedavi almadığım için çok korkuyor ve kaygılanıyorum," diyor. Susan gibi birçok hasta, aciliyetlerinin farkında olmalarına rağmen, sağlık hizmetlerine ulaşmada büyük engellerle karşılaşıyor. "Neden beklemek zorundayım? Hayatım bu duruma bağlı," diyerek hissettiklerini dile getiriyor.
Diğer bir hasta, 45 yaşındaki Mark, kalp hastalığı nedeniyle sırasını bekliyor. "Hastaneye gittiğimde doktorlar elimden gelen her şeyi yaptıklarını söylediler, ama buna inanmıyorum," diyor. Mark, gün geçtikçe sağlığının kötüleştiğini hissediyor ve tedavi sürecinin yavaş ilerlemesi nedeniyle kaygıları artıyor. Bu tür hikayeler, ülkedeki sağlık sisteminin derin bir kriz içinde olduğunu ve yüzlerce insanın hayatlarının riske girdiğini gösteriyor.
Uzmanlar, bu durumun ardında yatan sebeplerin sadece malzeme ve personel eksikliği olmadığını, aynı zamanda sağlık politikalarındaki yanlış yönlendirmelerin de etkili olduğunu belirtiyor. Sağlık sisteminin yeniden yapılandırılması gerektiği ve bu konudaki reformların gecikmemesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Geçmiş yıllarda yapılan yanlış politikaların siyasi ve sosyal etkileri, şimdi İngiltere’nin dört bir yanında hissediliyor ve bu durum hastaların acılarını artırıyor.
Ölüme mahkumiyet anlamına gelen bu bekleme sıraları, aynı zamanda toplumda bir korku atmosferi de yaratıyor. İnsanlar sadece hastalar için değil, aynı zamanda aileleri ve sevdikleri için de endişeli. Sağlık hizmetlerine ulaşmanın bu kadar zor hale gelmesi, birçok insanın zihninde derin izler bırakıyor. Geçmişteki acı deneyimler ve belirsizlikler, toplumun bu süreçteki tutumunu daha da olumsuz etkiliyor. "Kendimizi yalnız hissediyoruz" diye ifade ediyor hasta aileleri.
Sonuç olarak, İngiltere’nin sağlık çalışanları, sistemin üzerine düşen yükün altından kalkmakta zorlanıyor. Yüzlerce insanın ölüm sırası beklemesi, sadece bireylerin değil toplumun sağlığını da tehdit ediyor. Sağlık sektöründeki reformlara acilen ihtiyaç var. Kamuoyunun bu durumu sorgulamaya başlaması ve harekete geçmesi gerekiyor. Sağlık hizmetlerinde eşitlik ve adaleti sağlamak için yapılacak çok şey var.