Gaziantep, Türkiye'nin güneydoğusunda yer alan, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bilinen bir şehir. Özellikle mutfağı, el sanatları ve zanaatlarıyla ön plana çıkıyor. Ancak, Gaziantep’in asırlık meslekleri günümüzde varlığını sürdürebilmek için büyük bir tehdit ile karşı karşıya. Modern yaşamın getirdiği hızlı değişimler, bu özgün meslekleri yok olma tehlikesiyle yüz yüze bırakırken, ustalar ise bu duruma karşı direniş sergiliyor. Bu yazımızda, Gaziantep’in geleneksel zanaatlerini, karşılaştıkları zorlukları ve ustaların gösterdiği çabaları irdeleyeceğiz.
Gaziantep’in el sanatları, kent tarihinin derin köklerine kadar uzanıyor. Yüzyıllar boyunca, farklı kültürlerin etkileşimi ile şekillenen bu sanatlar, 19. yüzyıla kadar uzanan Osmanlı döneminin izlerini taşırken, günümüzde de UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras olarak tanınmış olan çeşitli zanaatlarla zenginleşmiştir. Bakır işçiliğinden, telkâriye, sabun yapımından, el dokumacılığına kadar birçok farklı zanaat dalı, Gaziantep’in kültürel kimliğini oluşturan önemli unsurlar arasında yer almaktadır.
Her bir zanaat dalı, ustaların yıllarca süren tecrübeleri ve becerileriyle şekillenirken, günümüzde özellikle genç nesilin bu mesleklere ilgi duymaması, bu değerli el sanatı kültürünü tehdit etmektedir. Gaziantep’teki birçok usta, mesleklerini 30-40 yıl boyunca icra ederken, artık yeni kuşakların bu becerileri öğrenmeye istekli olmadığını söylemektedir. Bunun en büyük nedeni ise, modern yaşamın sunmuş olduğu daha kolay ve hızlı kazanç sağlama yollarının, geleneksel zanaatların önüne geçmesidir.
Gaziantep'teki ustalar, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bu mesleklerin yaşatılması için büyük bir çaba içerisindedir. Birçok usta, atölyelerine gelen ziyaretçilere yerel zanaat hakkında bilgiler vererek, gençlerin ilgisini çekmeye çalışmakta; ürünlerini tanıtmak için sosyal medya ve online platformları aktif bir şekilde kullanmaktadır. Bu bağlamda, düzenlenen çeşitli sergi ve fuarlar, yerel sanatçıların emeklerini sergilemesi açısından önemli fırsatlar sunmaktadır. Ancak, bu çabalar yeterli olmayabilir ve geleneksel zanaatları koruma hedefinde somut adımlar atılması gerektiği aşikardır.
Uzmanlar, bu durumun üstesinden gelebilmek için devletin ve sivil toplum kuruluşlarının daha aktif rol alması gerektiğini vurgulamaktadır. Özellikle meslek eğitim merkezlerinin açılması ve mevcut eğitim programlarının güçlendirilmesi, gençler arasında bu sanatlardaki bilincin artırılmasına yardımcı olabilir. Bununla birlikte, yerel yönetimlerin ve halkın bu geleneksel zanaatlere sahip çıkmaları büyük bir önem taşımaktadır. Gaziantep'in tarihi siluetiyle uyumlu, geleneksel tasarlanmış ürünler, sadece şehrin kimliğini güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda ekonomik bir değer de yaratacaktır.
Sonuç olarak, Gaziantep’in özgün el sanatlarının korunması, sadece geçmişin mirası değil, aynı zamanda geleceğin inşası için de oldukça kıymetlidir. Türk kültürünün önemli bir parçası olan bu el sanatları, gelecek nesillere aktarılması ve yaşatılması gereken değerlerdendir. Ustaların fedakarca sürdürdüğü bu mücadelenin yanında, herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi, Gaziantep'in el sanatlarının geleceğini güvence altına alacaktır.